Numan Kurtulmuş’tan göçmen sorununa ilişkin açıklama
‘Türkiye’yi Yarınlara Taşımak’ konferansında konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş:
“Biz göç meselesinin birçok sosyoekonomik, politik ve askeri gelişmelerin bir sonucu olduğu kanaatindeyiz”
“Sebepler ortadan kalkmadan sonucu düzeltemezsiniz”
“Dünyadaki bütün bu kurum ve kuruluşlar 2. Dünya Savaşı’nın şartları içerisinde oluşmuş, galip devletlerin tahakkümünü arttırmak için tasarlanmış”
ESKİŞEHİR – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde ‘Türkiye’yi Yarınlara Taşımak’ isimli konferansta konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Biz göç meselesinin birçok sosyoekonomik, politik ve askeri gelişmelerin bir sonucu olduğu kanaatindeyiz, bu sebepler ortadan kalkmadan, o sonucu düzeltemezsiniz” dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimleri Fakültesi Medeniyet Kulübü tarafından düzenlenen ‘Türkiye’yi Yarınlara Taşımak’ isimli konferansa konuşmacı olarak katılan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, göçmen meselesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, Avrupa ülkelerinin göçmenlere karşı duyarsız yaklaşımda bulunduğunu kaydetti. Ayrıyeten Kurtulmuş, milletlerarası kurum ve kuruluşları düzgün çalışmamakla eleştirdi. Konferansa ESOGÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hakan Demiral, AK Parti Eskişehir Vilayet Lideri Zihni Çalışkan, Eskişehir milletvekilleri Nabi Avcı ve Emine Parıltı Günay katıldı.
“Sebepler ortadan kalkmadan sonucu düzeltemezsiniz”
Avrupa ülkelerinin memleketler arası göçmen problemine yaklaşımını eleştiren ve göçün sosyoekonomik, askeri ve politik gelişmelerin bir sonucu olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Dünyadaki göç ve göçmen sorun çabucak hemen bütün ülkeleri ilgilendirir. Bilhassa göç rotaları üzerinde olan Türkiye üzere ülkeleri daha fazla ilgilendirir. Yaklaşık 5 milyon yabancıya konut sahipliği yapan bir ülkeyiz. İnşallah en kısa vakitte Suriyeliler 500 küsur bini memleketlerine gitti. İnşallah geri dönüşleri sağlanacaktır. Bunlar da orada inançlı bölgeler oluşturuldukça yerlerine gidecektir. Ancak burada bilhassa üzerimizde durmamız gereken problem şudur; ‘Bazı batı ülkeleriyle bizim bir şekilde göç konusunda görüş ayrılığımız var.’ Biz bu memleketler arası göç sorununu, bir sebep olarak ele almıyoruz. Milletlerarası göç sorunu yalnızca sonuçtur. Bir örnek vereyim. Afganistan’ın önce Ruslar, sonra Irak, Amerika tarafından işgali olmasaydı, Afganlı insanlar çoluk çocuk ölümü göze alarak dünyanın farklı ülkelerine gitmek isterler miydi? Sadece bu faktörü değiştirin. Orada Afgan halkı kendi bölgelerinde yabancı işgal olmadan yaşasaydı, Afganistan’dan göç sorunu olmayacaktı. Afrika’da bu kadar büyük yoksulluk olmasaydı, oradaki insanlar her türlü riski göze alarak, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmek için hayatlarını riske atarlar mıydı? Tekrar birebir formda Suriye paramparça hale getirilmese, terör örgütlerinin cenneti, operasyon alanı haline getirilmeseydi, Suriye’den yaklaşık 8 milyona yakın insan ülkesini terk etmek zorunda kalır mıydı? Dolayısıyla batılılar büyük oranda, bu anlamda göç ve göçmen meselesini bir sebep neden olarak alıyorlar, ‘Bu göçmenler neden bize geldi’ diye bakıyorlar. Biz ise göç sorununun birçok sosyoekonomik, politik ve askeri gelişmelerin bir sonucu olduğu kanaatindeyiz. Bu sebepler ortadan kalkmadan, o sonucu düzeltemezsiniz” diye konuştu.
“Dünyadaki bütün bu kurum ve kuruluşlar galip devletlerin tahakkümünü arttırmak için tasarlanmış”
Uluslararası kurum ve kuruluşların çalışma sistemini kusurlu olmakla eleştiren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Şu anda dünya sisteminin çabucak hemen hiçbir kurumu yahut kuruluşu çalışmamaktadır. Var mı göçü önleyecek bir kurum? Var. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği diye bir kurum var. Çalışıyor fakat parası yok pulu yok. Bir ofis üzere çalışıyor. Bir proje ofisi üzere çalışıyor. Bir gücü yok. Madem dünyadaki global göç sorununu önleyeceksiniz, gelin varlıklı ülkeler her biriniz gayrisafi ulusal hasılanızın belirli oranında bir milletlerarası bir fon kurun ve bu göçmenlerin mevcut problemlerinin aşılması için ya da göçmen probleminin kökten çözülmesi için uğraş sarf edin. Biz Türkiye olarak burada inanılmaz bir insanlık dersi verdik. Milletimizden Allah razı olsun. Her memleketler arası toplantıda, ‘aferin, teşekkür ederiz, Türkiye’nin katkılarından ötürü minnettarız’ derler. Hadi buyurun işin ucundan biraz da siz tutun, siz de destek olun ve siz de yardımcı olun dendiği zaman hiçbir şey yapmazlar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği çalışmaz. Dünya Sağlık Örgütü diye bir şey var. Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemiyle ilgili rastgele bir şey yapabildiğini, başarılı bir uygulaması olduğunu gördünüz mü? Dünyanın fakir bölgelerinin aşıya ulaşması konusunda dahi, temennilerde bulundular. Düzgün niyetli sözleri oldu, ellerindeki güç bu kadar. Hiçbir şey yapamadılar. Dünya Besin Örgütü’nün Afrika’daki kıtlık ve kuraklıkla uğraşma konusunda, Afrika halkına yardımcı olan bir uğraşını yahut sonuç aldığı bir projesini gördünüz mü? Zira bu türlü kurulmamış sistem. Birleşmiş Milletler diye koca devasa bir kurum var. Güvenlik Kurulu diye bir şey var. Allah isteği için Güvenlik Konseyi’nin çözebildiği bir tek çatışmanın, bir tek savaşın veya barışı sağladığı bir tek yerin, bölgenin olduğunu gördünüz mü? Çünkü dünyadaki bütün bu kurum ve kuruluşlar 2. Dünya Savaşı’nın koşulları içerisinde oluşmuş, galip devletlerin tahakkümünü arttırmak için tasarlanmış” dedi.
